Ana içeriğe atla

Uygulama İnceleme - Feedly

Uzun bir aradan sonra tekrar yazma fırsatı yakaladım ve bunu size güzel bir uygulamayı tanıtarak yapmak istedim. Günümüzde mobil iletişim araçlarının faydaları saymakla bitmez ama böyle işlevsel uygulamalarla karşılaşınca daha bir mutlu oluyorum. Feedly basit temellere dayanan fakat gerçekten muazzam bir uygulama. 


Sosyal medya hepimizin kanayan yarası. Ülkeyi yönetenlerden tutun da vatandaşlara kadar herkesin kullandığı ve zaman zaman sitem ettikleri bir dünya. Benim öyle büyük dertlerim, sancılarım yok açıkçası bu konuda. En büyük sıkıntım zaman konusu. Cebimizde sürekli bir internet bağlantısının oluşu bizi birer sosyal medya bağımlısı yapıyor. Dolayısıyla aklımıza estikçe çıkartıp telefonun ekranına yumuluyoruz. Bilgisayar karşısında da aynı durum. O "adres çubuğu"nun altındaki "yer imi çubuğu"nda Facebook imini görünce ister istemez elimiz gidiyor ve saatler sonra fark ediyoruz zamanın ne kadar hızlı akıp gittiğini. Fakat bu durumdan kurtulmanın çok basit bir yolu var. Bu sosyal medya hesaplarını kapatmak :) Gördüğünüz gibi çok basit. Ben de zaman zaman bunu yapan insanlardanım. Halihazırda Whatsapp zaten iletişim kısmını hallediyorken, Twitter, Instagram, Google Plus, YouTube gibi sitelerde çok az vakit geçiriyorken geriye bir tek günah keçimiz Facebook kalıyor. Onu da kapatırken bir tek takip etmiş olduğum sayfaların güncel içeriklerinden mahrum kalmak beni düşündürüyor. Şöyle ki; Facebook üzerinden takip ettiğim misal Evrim Ağacı sitesinin güncel paylaşımlarına ulaşamıyor olmak biraz beni üzüyor. Ya da takip ettiğim haber sitelerinin sayfaları... Buna bir çok örnek verilebilir. Bu sorunu halletmenin yollarını aradım ve tam anlamıyla Facebook güncellemelerini takip etmek değilde en azından bu sitelerin yeni içeriklerini takip etmeyi sağlayan Feedly uygulamasını buldum.


Feedly benzeri bir çok uygulama var mağaza üzerinde fakat bir çoğunu denememe rağmen içlerinde en etkili olanın Feedly olduğuna karar verdim. En büyük rakibi Flipboard, benzer şekilde işleyen fakat takip ettiğim siteleri bünyesinde barındırmayan bir uygulama bu. Dolasıyla derdime derman olmadı. Fakat Feedly Evrim Ağacı'ndan tutun da BBC'ye, shiftdelete.com'dan tutun da fizikist.com sitesine, edebiyat sitelerine, sanat sitelerine kadar yerli-yabancı bir çok kaynağı önünüze daha doğrusu cebinize :) getiriyor. Diğer uygulamalarda bu kadar fazla içeriğe rastlamadım maalesef.

Ücretli olarak da kullanabileceğiniz uygulama, size iki farklı versiyon sunuyor. Fakat biri aylık 4 diğeri 12 dolar olan bu versiyonlara gerçekten ihtiyaç duymuyorsunuz. Free versiyonu size fazlasıyla yetiyor. Ayar kısmında size bir çok kişiselleştirilebilir ayar sunuyor. Bunlardan favori kayıt aracı ve favori paylaşım aracı benim en çok beğendiğim ayarlar. Misal paylaşım aracını direkt farklı uygulamalara yönlendirebileceğiniz gibi Android sistem seçeneğiyle tüm uygulamalara yönlendirme yöntemini kısayol atayabiliyorsunuz. Böylelikle okuma ekranının sağ üst kısmında tek bir uygulama yerine genel paylaşım butonu bulunuyor. Siz, bu butona tıklayıp hangi uygulama üzerinden paylaşacaksanız onu seçebiliyorsunuz. Yine ayarlar kısmında iki farklı tema modu bulunuyor; gece ve gündüz modları. Güncellemelerin nasıl görüneceğinden tutun da Pocket ve Instapaper uygulamalarıyla ortak çalışabilme özelliklerine kadar beni cezbetmiş durumda. Tabi beğendiğiniz başlıkları saklama özelliğinden de bahsetmeme gerek bile yok. Başlangıç ekranına nelerin geleceğini, yazı tiplerini, boyutunu, açılış animasyonunu bile seçebiliyorsunuz. Son olarak, bilgisayarınız üzerinden de Feedly kullanabileceğinizi belirteyim.

Gerek tasarımıyla gerek sunduğu imkanlarla beni gerçekten çok etkileyen bu uygulamanın elbette bir bedeli var; merak etmeyin maddi bir bedelden bahsetmiyorum :) o bedeli pilinizden ödüyorsunuz. Uygulama doğal olarak pilinizi tüketiyor. Fakat 7/24 çalışaması gerekmediği için bu çok da büyük bir dert değil. Açıkçası Facebook uygulaması kadar pil tüketmediğinden ve Facebook uygulamalarını telefonumdan kaldırdığımdan çok da sorun yaratmayacaktır benim için. Bu arada Facebook'u bu kadar niye gömdün diyenler olacaktır. Sorun elbette Facebook'ta değil sorun ona olan bağımlılığımız ile alakalı. Alkol suçlu değil ama bağımlılık yaptığı için insanlar ondan uzak duruyor gibi düşünebilirsiniz. Zaten dediğim gibi Feedly tam olarak size Facebook paylaşımlarını vermiyor, size verdiği sadece sayfalara ait sitelerin rss takibi. Yani konunun Facebook ile alakası yok. Ancak ben bu güncellemeleri Facebook üzerinden, yani sitelerin Facebook sayfalarından takip ettiğim için konuya dahil olmuştu kendileri. Bir kaç tane sitenin içeriğini takip edeceğim diye haddinden fazla gereksiz içerik içerisinde boğulacağıma, tabi bir de bu mecra üzerinden vatanı kurtaran paylaşımlar, siyasi paylaşımlar, king seçim duyarlı vatandan olduğunu gözümüze gözümüze sokanlar, "kankimlerle tatildeyken", "düğünümüz", "panpişlerimle gece partisi" gibi 999 fotoğraf eklenmiş albümler gibi takip etmezsek çok şey kaybedeceğimiz hususlar dönüyor malum; ama ne yaparsın işte can sağlığı olsun :D yine de facebook u dondurmayı tercih ettim. Neyseki Feedly ile karşılaştım.

Lafı fazlasıyla uzattım belki ama yazmak istediğimin henüz yarısını yazmışımdır :) Daha fazla devam etmeyeyim ama kurup deneyin bu uygulamayı. Sevdiğiniz siteleri mesela biz fotoğrafseverlerin takip ettiği; 500px ISO, National Geographic gibi sayfaları her gün açıp bakmak yerine Feedly üzerine eklerseniz yeni paylaşımları takip etmeniz kolaylaşacaktır. Aynı andan beş farklı sitenin sayfasını açıp reklamlarla boğuşmak yerine tek bir uygulama ile tüm yeni içeriğe ulaşabilirsiniz.

Bu güzel arkadaş artık kesinlikle olmazsa olmazlar arasındadır. Bu arada, Olmazsa Olmaz Mobil Uygulamalar yazıma gitmek için buraya tıklayabilirsiniz.

Artıları
+Bir çok siteyi destekliyor oluşu
+Tasarımı
+Sunduğu ayarlar
+Ücretsiz sürümün yeterli oluşu

Eksileri
-Pil tüketimi
-Türkçe dil desteği sunmayışı

Google Play: Tıklayın!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Uygulama İnceleme - My Study Life

Yeni bir uygulama ile tekrar buradayım. Zaman zaman hoşuma giden, benimle ortak noktada kesişen insanların beğenebileceği uygulamaları tanıtıyorum sizlere. Bu böyle devam edecek tabi ki çünkü sürekli yeni yeni ihtiyaçlar ve bu ihtiyaçları giderecek uygulamalar doğuyor. Lafı fazla uzatmadan sizlere My Study Life uygulamasından bahsetmek istiyorum. Öncelikle uygulama aslında öğrenciler için hazırlanmış olsa da çalışan insanların da kullanabileceği bir uygulama. Görev planınızı, iş akışınızı ve tabi asıl amacına uygun ders ve sınavlarınızı girip gerisini uygulamaya bırakıyorsunuz. Göreviniz başlamadan kaç dakika önce sizi uyarmasını isterseniz o süre içinde sizi uyarıyor. Uygulamayı açtığınızda sizi dört ana bölüm karşılıyor. Bunlar; Bugün,Görevler,Sınıflar ve Sınıflar bölümleri.  Sınıf bölümüne girdiğinizde haftalık programınızdaki dersleri, hangi binada oldukları, hangi sınıfta oldukları, saatleri ve süreleri ve hatta dersin hocasına kadar kaydedebiliyorsunuz. İşinizi kolaylaştı...

Haftasonu Sineması *2: Çizgili Pijamali Çocuk (2008)

Bu haftanın önerisi yine bir savaş filmi. 2008 yapımı II. Dünya Savaşı zamanında Nazi Almanyası'nda geçen bir hikayeyi anlatıyor. " The Boy in the Striped Pyjamas" yani, "Çizgi Pijamalı Çocuk"... Film bir dram filmi ve sonunu izlerken her ne kadar bir film olduğunu bilseniz de "Lütfen düşündüğüm gibi olmasın!" dedirtecek cinsten.  Görsel açıdan ve aslında içerik açısından çok beklentili olmamanızı öneririm ama savaşın  insanlara neler yapabileceği konusunda önceki öneri filmi gibi kan ve şiddetten uzak bir şekilde anlatan hatta bunu iki küçük çocuk arasında oluşan bağ ile anlatabilen bir film. Tabi görsel açıdan gayet yeterli bir film bunu söyleyeyim ancak aman aman kamera açıları barındırmayan bir film. Ama genel anlamda sizi görüntüleriyle büyüleyebilecek güce sahip. Artık aşina olduğumuz fakat bir o kadar da çarpıcı gerçekleri işleyen güzel bir film. Fazla detaya inmeyeceğim dediğim gibi. Hafta sonu vakit ayırabileceğiniz duygulu bir film.  F...

Pankek Fotoğrafım ve Pankek Tarifi

Selamlar dostlar.. Takip edenlerin de bildiği gibi şimdiye kadar yaptığım çekimlerde hep doğal ışık kullandım. Bazen sert olarak bazen reflektörlerle veya stor perde aracılığıyla yumuşatıp kullanıyorum. Esasında doğal ışığı kullanmak her ne kadar daha pratik görünse de zamanın kısıtlı oluşu nedeniyle hızlı olmanızı gerektirebiliyor. Saat 17:00 sonrasında yaptığınız çekimlerin açıkçası hiçbir tadı olmuyor. Bu nedenle çok erken saatlerde tüm hazırlıkları yapıp öğleden sonra çekimi yapmanız gerekiyor. İşte bu kısıtlı zaman diliminin arasına sıkışıp kalmamak adına artık harici ışık kullanımı konusunda kendimi geliştirmeye karar verdim. Balkon kapımın stor perdesi softbox içinden süzülüp gelen ışığı yansıtsın diyerekten böyle bir düzen oluşturdum. Tam karşısında softbox bulunuyor. Harici ışık kullanımı her ne kadar size istediğiniz saatte çalışma imkanı sunsa da doğru ayarlarda kullanmak ve ışığın yönünü ayarlamak belli bir bilgi gerektiriyor. Tabi bu konuya fazla girmeyeceğim....