Ana içeriğe atla

Hangi Telefonu Seçmeliyim

2015 yılına girdiğimiz andan itibaren cep telefonumu (emektar S3 mini) artık bana yetmediği için değiştirme kararı almıştım. Şu ana kadar da karar sürecim devam etti. Yalnızca telefon değil yeni bir elektronik cihaz alırken sürekli böyle bir süreçten geçiyorum ve biliyorum ki benim gibi bir çok insan mevcut. İşte bu uzunca ve yorucu sürecin ardından kararımı LG G2 yönünde verdim. Şimdi size hem bu süreçten hem de neden bu cihazı seçtiğimden bahsedeceğim.



Elektronik hiç bir cihaza binlerce lira para verilmesini doğru bulmuyorum. Gerçi buradaki doğru-yanlış yargısı ne kadar doğru olur onu da bilemiyorum :) ama mantık çerçevesinden bakınca bana yanlış geliyor. Bu gün piyasada bulunan en pahalı telefonun 3000 -3500 bandında seyrettiğini düşünürsek ve ortalama bir telefonun kullanım süresinin yaklaşık 3,5-4 yıl olduğunu varsayarak (ki bu süreç çok daha azalabiliyor muhtelif nedenler ile) aylık olarak düşündüğümüzde 65-70 tl arası bir değer buluyoruz. Yani aldığımız bu ürünü kullanmak için sanki her ay bu miktarı ödüyormuş gibi düşünebilirsiniz. Bu şekilde bakınca çok da büyütülecek bir rakam değil gerçekten. Asgari ücretin 1000 tl civarında olduğunu varsayarak sırf bu cihaza verilen tutar çok fazla değil. (Tabi bunu kişi bazında söylüyorum. Asgari ücretle aile geçindiren insanların yaşadığı zorlukların farkındayım) Her ne kadar bu ücret çok görünmese de diğer alternatif telefonları hesaba kattığınızda bu ücretin ne kadar gereksiz olduğunu fark edebilirsiniz. Ben kendi telefonumu aldığımda (Mart 2015 | 1 usd: 2,61tl | 1 euro: 2,68 tl ) Teknosa üzerindeki en pahalı telefon 128gb versiyonu ile iphone 6 plus idi. 32gb LG G2 ise 1300 lira idi.

Şimdi, yukarıda yaptığım hesaba göre aylık 70 lira ücrete karşılık eğer G2 modelini seçerseniz 28 lira gibi bir ücret ödemiş oluyorsunuz. Bu noktada düşünmek size kalıyor. Aradaki 48 tl fiyat farkını 48 ay boyunca ödeyerek 2gb ram, daha iyi bir işlemci (kağıt üstünde), daha keskin bir ekran, daha uzun pil süresi gibi özelliklerden feragat edip daha fazla saklama kapasitesi, yaklaşık 3 katı veri aktarım hızı, yaklaşık %12 daha büyük ekran gibi özellikler alacaksınız. Tabi bunların yanında Apple'ın marka ismini aldığını zannedip çevresine hava atmayı sevenlerin ekstra ego point kazandıklarını da unutmayalım ^_^ 



İşte tüm bunları göz önüne alıp, oturup düşüneceksiniz. Hele ki bir de gelir düzeyi belli bir ailenin üniversite okuyan bir evladıysanız. Maddi kaygıları olmayan her insan elbette gidip dilediği telefonu veya elektronik eşyayı alabilir. Ben de bu noktada kendime sordum, bu iki cihazı alıp birinde yapıp diğerinde yapamayacağım "hayati öneme sahip" ne gibi özellikler var? diye.. Ve kayda değer tek bir özelliğe bile rastlamadım. Kimsenin rastlayacağını da sanmıyorum esasen. Ben aldığım tüm elektronik cihazlardan %100 verim almayı seven, bunun için çabalayan insanlardanım ve bu özelliğe vakıf olmama rağmen ben bulamadıysam çoğu kullanıcın da bulabileceğini zannetmiyorum. Evet Apple ürünlerinin ne kadar stabil çalıştıklarını artık hepimiz biliyoruz ama gelin görün ki hiç birimiz ceo değiliz ve bu el kadar aletten beklediğimiz kadar stabil yaşamıyoruz. Dolayısıyla 1300 tl bile gözümde çok fazla büyümesine rağmen benim için bir telefona verilebilecek bir tutar oldu ve kararımı bu yönde kullandım. 

Bir de tam tersi senaryo mevcut. Yani 1300 lira ile 700-900 tl bandında satışa sunulan cihazlar. (Daha aşağısı gerçekten sırf arama amaçlı kullanılabilecek telefonlardan ibaret) Bunu da günlerce düşündüm ve bir çok seçenek mevcut. Bunlardan en çok göze çarpanları da Samsung S3 neo, LG G3 Beat, Asus Zenfone 5, Samsung E5 ve farklı birkaç markanın bir kaç modeli..  Bu cihazların hiç biri beni kendisine çekmedi çünkü kimisi 1gb ram bulunduruyor kimisi 8gb depolama alanı sunuyor, kimisini ekran boyutu kriterlerim dışında kalıyor (bknz. büyük parmaklı olmak), kimisi tasarımsal veya arayüz olarak itici, kimisi güncelleme alacak mı acaba sorusunu sordurtuyor (O kadar çok model üretiliyor ki ara bir model seçerseniz kimse aldığınız modeli umursamıyor maalesef. Ürettikleri her telefona değil en çok sattıkları veya kar yaptıkları cihazlara destek sunuyorlar). Daha önceki telefonumun da vaktiyle bu cihazların bandında satışa sunulduğunu göz önüne alınca, ihtiyaçlarımı gerçekten karşılayacaklar mı acaba sorusu beynimi kemirdi durdu. Alacağım telefon belki jet hızında çalışmasa da olurdu fakat rehbere girmek istediğimde beni çok uzun süre bekletmemeliydi. Yüklediğim uygulamaları güncellerken "yetersiz hafıza" uyarısı vermemeliydi. Açtığım bir uygulama ram yetmedi diye kapanmamalıydı. Ekranı 5 inç altında olmamalıydı. Pili beni en azından 18 saat sıkıntısız götürebilmeliydi (Bu aslında son çıkan harici şarj üniteleri ile sorun olmaktan çıktı bir nebze). Ve en nihayetinde 400-500 lira gibi bir farkı göze alıp, LG G2 alıp memnun bir şekilde kullanmayı umdum ve bu kararımı hayata geçirdim. Şimdilik sorun yok diyebilirim gönül rahatlığıyla. Zaten sorun olsaydı bu yazı yerine bambaşka bir yazı yazıyor olacaktım :) 


Eğer sizler de benim gibi bu aletlere 1500 liradan fazla ödemek istemiyor ama temiz bir alet kullanmak istiyorsanız LG G2'yi gönül rahatlığıyla tercih edebilirsiniz. Piyasada ithalat edilen ürünler mevcut. Hatta kliksa.com bile satıyor. Aman aman isme kapılıp bu cihazları 200-300 lira ucuz diye tercih etmeyin. Şöyle en basit senaryoyu sunayım size mesela. Online bir siteden bir ürün satın aldığınızda 14 gün koşulsuz iade hakkınız var mesafeli satış sözleşmesi gereği. Ama tabi ürün hasar almamış ve kutusu sağlam olmalı. İthalatçı garantili bir ürün alıyorsunuz. Kutusunu açıyorsunuz her şey tamam çok iyi fakat telefonu açmaya çalışıyorsunuz ama açılmıyor. Ya da açılıyor ama ekranda sorun var. İşte bu iade hakkınızı kullanmaya kalkıştığınızda kliksa size "Ürünü garantiye yollayıp sorunun sizden kaynaklanmadığını belgeleyin sonra biz iade alalım." tarzında bir mail atıyor. Siz de gayri ihtiyari ürünü götürüyorsunuz bu servislerden birine. Günlerce bekletildikten sonra ürün geri size geliyor ve kullanıcı hatası şeklinde bir uyarı alıyorsunuz. Ne kadar sinir bozucu değil mi ? Ve bu bildiğiniz gerçek şaka da değil. Bir çok forumda, sözlükte benzer şikayetler mevcut. O nedenle ne bu firmalara para kazandırın ne de vaktinizi harcayın. LG Türkiye garantili ürünü alın hiç değilse aynı senaryo gerçekleşse bile böyle saçma bir cevapla karşı karşıya kalmazsınız. Tekrar söyleyeyim kimilerine bu detaylar gereksiz görünebilir ama bu ülkede asgari ücret bin lira. "O zaman bütçesine göre telefon alsınlar" şeklinde seviyesizlik edebilecek potansiyele sahip olanlar lütfen kapatıp gidip Baileys eşliğinde Hande Yener dinlemeye devam etsinler. G2'nin pil süresi gerçekten ama gerçekten nefis. İdareli kullanıyor tabiri caizse :) Ekrana çift tıklama özelliği ile müthiş kolaylık sunmuşlar. Arayüzünün kişiselleştirilebilir oluşu çok hoş. Ve tabi ki bir fotoğraf sevdalısı olarak ekran-kamera ikilisinin önemi de büyük. Bu noktada da söylenecek bir kaç şey mevcut. Günümüz telefonlarının neredeyse hepsi doygun renkler veren ekranlara sahip. Yani Facebook üzerinde paylaştığınız bir fotoğrafa renk profili sRGB olan bir monitörden baktığınızda, telefonunuzun ekranında durduğundan çok daha farklı tonlarda olduğunu göreceksiniz. Bu biz fotoğraf severler için tabi ki de kötü bir durum. Çünkü telefon ekranında yine telefon kamerasıyla çektiğimiz fotoğrafların muhteşem olduklarını düşünerek paylaşıyoruz ama bilgisayar ekranından o fotoğrafı izleyenler bizimle aynı şeyleri düşünmüyorlar :) Tabi bu ne zaman büyük bir soruna dönüşür derseniz elbette baskı almaya kalkışacağınızda bu sorunla karşılaşmış olacaksınız. Renkler çok daha farklı gelecektir gözünüze. Ben de Flickr üzerindeki bir fotoğrafa hem pc ekranından hem G2 ekranından baktığımda G2'nin renklerinin çok daha doygun olduğunu gördüm. Ama ipad ekranı bile birebir görüntü vermiyor maalesef onu da belirtmiş olayım. Tabi ki fark daha az ama yine doygunluk mevcut. Kamera konusunda da özellikle panoramasını çok beğendiğimi söyleyeyim. Onun haricinde manuel fokus imanı sunuyor. Ekranda çıkan bir bar yardımıyla elinizle mesafeyi seçip fokusu yapıyorsunuz. Bunlar ilk aklıma gelen güzel özellikler. Bir de buradan telefon üreticilerine söylüyorum bu instagram gerçeğini göz ardı etmeyi bırakıp lütfen artık 1:1 oranını da ekleyin fotoğraf boyutlarına :) Çektikten sonra bir de crop ile uğraşmayalım. En azından Google Kamera yapsın bunu.


Bu yazı biraz fazla uzun oldu evet ama dediğim gibi bu süreç için az bile yazmışımdır :) Elektronik cihazlar için belki de çok fazla mesai harcıyoruz bilmiyorum ama günümüz şartlarında bunu yapmak zorunda oluşumuz ve bir telefonun arızalanıp sizi yarı yolda bırakması durumunun berbatlığı göz önüne alınınca (ki ben bundan çok çektim) gayet de gerekli bu harcanan vakit. (Takviminizden, notlarınızdan tutun da rehberinize varana kadar, kullandığınız uygulamalara kadar her şeyin tekrardan yeni telefona aktarılması başlı başına bir zulüm).  Yine de fazla uzatmayıp bu konu çok fazla dallanıp budaklanmasın diye yazımın devamı niteliğinde olacak kısmını başka bir zaman paylaşacağım. Bu ikinci kısmında telefonumu belli bir kullanım süresi sonunda ne durumda olduğunu anlattığım bir video çekebilirim ya da direkt yazı ile anlatabilirim. Bunun yanında kullandığım ve benim için önemli olan uygulamaları anlattığım "olmazsa olmazlar" adında bir başka yazımı da sunacağım sizlere. Bunların içerinde iletişim uygulamalarından fotoğraf düzenlemelerine kadar tüm uygulamalar olacak.


Şunu da söylemeden geçemeyeceğim. Cep telefonlarına taksit imkanı dolaylı yoldan bankalara karşı gösterilen bir tepkiydi belki (başka bir sebebi var ise mantığını ben kavrayamadım lütfen bilen açıklasın) ama bu durum bankaların daha da işine yaradı. Bugün yine taksitle telefon alabiliyor insanlar. Yeter ki bir yerde çalışıyor olsunlar. Ki çalışmayan zaten alamıyor demektir mantıken. Öğrenciler ise aileleri aracılığıyla alabiliyorlar. Ancak önceden misal 1300 lira gibi bir tutarı 12 taksite böldürebilenler artık bunun için en az 150 tl kadar faiz ödemek durumunda (Çeşitli bankalara göre değişiyor bu rakam, 1300 elinize geçiyor siz 1450 ödüyorsunuz misal. Kredi işte) kalıyorlar. Faize tepki gösterip, faize imkan sunmak, zengini daha da zengin etmek bu olsa gerek. Neymiş efenim herkesin elinde pahalı telefonlar varmış da en gelişmiş ülkeler de yokmuş böylesi :) Bu kararı neden devlet veriyor ? Benim cebimde kullandığım elektronik cihaz neden devleti bu kadar rahatsız ediyor ? Bu soruları sormakla yetiniyoruz ancak... Neyse, kimseyi incitmek gibi bir niyetim olmadı bu güne kadar olmaz da bu saatten sonra.. O nedenle daha fazla irdelemeyeceğim bu konuyu. Ama gönlüm istiyor ki imkanı olan olmayan herkes kullanabilsin hoşuna giden cihazı, ürünü artık her ne ise... 

Keyifli günler...

Yorumlar

  1. 1 yılı aşkın kullanım süresi ardından. Kimsenin artık gidip bu telefonu almayacağını zaten biliyorum da ne kadar doğru bir karar verdiğimi göstermek adına yazayım dedim. Telefon hala düzgün ve sıkıntısız çalışıyor öncelikle onu belirteyim. Sıkıntı çıkartan tek şey o çok abarttıkları kulaklıkları oldu. Kulaklıklar 1 sene dolmadan patladı. Ne zor geldi bilmiyorum ama mono çalışmaya başladı. Ardından aynı kulaklıktan temin ettim ve şu süreç içinde onda da kabloda içten kopmalar oluştu. Hareket ettikçe ses gidip geliyor. Neyseki kulaklıktaki dandiklik telefonda yok. Uygulamaları sorunsuz açıyor. Her ne kadar Chrome son zamanlarda ram tüketimi hususunda haddini aşıyor olsa da şu zamana kadar multi tasking özelliğini layıkıyla yerine getirdi G2. Zaten slim armor case ve buffalo ekran koruyucu kullandığım için telefonda herhangi bir kırık dökük de oluşmadı. Bataryası çok yoğun kullanımda 8 saatlere kadar iniyor olsa da standart kullanımda 14 15 saatler ve dikkatli kullanımda 28 30 saatlere kadar devam ediyor. %5-15 arası genelde şarja takıyorum bu arada. Zaman ilerledikçe gelen uygulamalar tabiki ram canavarı olacaktır ve telefon kasmaya başlayacaktır fakat şimdilik sıkıntı yok. Son gelen sürüm güncellemesi de Android 5.0.2 ve sorunsuz çalışıyor.

    YanıtlaSil
  2. Vay be! 2 yılı doldurmuşuz bu arkadaşla. Ve hala sıkıntı yok dostlar. Yani o sayfalarca yazmama değmiş :) Çok problem değil ama bazı sorunlar var ama tabiki. Mesela multi tasking bazen yapamıyor çünkü ram yeterli gelmiyor. İnstagram + Spotify + WhatsApp açık olunca her zaman değil ama bazen bunlardan birini kapatıyor. Genelde en çok ram yiyeni. Bu biraz sinir bozucu olsa da aramız hala iyi G2 ile. Kılıf ve ekran camı hala ilk aldığımda taktığım ürünler. Bunlar sayesinde onca düşmeye çarpmaya göğüs gelebildi G2. Ekran camı kenar ve köşelerde tozlanma yapıyor ama değişmeye değer mi bilmiyorum. Bu telefonu bu gidişle sanıyorum en az bir sene daha kullanırım. Bunun iki yıla uzayacagibi bilsem :) camı değiştirebilirdim. Ama şu aşamada gerek görmüyorum.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Uygulama İnceleme - My Study Life

Yeni bir uygulama ile tekrar buradayım. Zaman zaman hoşuma giden, benimle ortak noktada kesişen insanların beğenebileceği uygulamaları tanıtıyorum sizlere. Bu böyle devam edecek tabi ki çünkü sürekli yeni yeni ihtiyaçlar ve bu ihtiyaçları giderecek uygulamalar doğuyor. Lafı fazla uzatmadan sizlere My Study Life uygulamasından bahsetmek istiyorum. Öncelikle uygulama aslında öğrenciler için hazırlanmış olsa da çalışan insanların da kullanabileceği bir uygulama. Görev planınızı, iş akışınızı ve tabi asıl amacına uygun ders ve sınavlarınızı girip gerisini uygulamaya bırakıyorsunuz. Göreviniz başlamadan kaç dakika önce sizi uyarmasını isterseniz o süre içinde sizi uyarıyor. Uygulamayı açtığınızda sizi dört ana bölüm karşılıyor. Bunlar; Bugün,Görevler,Sınıflar ve Sınıflar bölümleri.  Sınıf bölümüne girdiğinizde haftalık programınızdaki dersleri, hangi binada oldukları, hangi sınıfta oldukları, saatleri ve süreleri ve hatta dersin hocasına kadar kaydedebiliyorsunuz. İşinizi kolaylaştı...

Haftasonu Sineması *2: Çizgili Pijamali Çocuk (2008)

Bu haftanın önerisi yine bir savaş filmi. 2008 yapımı II. Dünya Savaşı zamanında Nazi Almanyası'nda geçen bir hikayeyi anlatıyor. " The Boy in the Striped Pyjamas" yani, "Çizgi Pijamalı Çocuk"... Film bir dram filmi ve sonunu izlerken her ne kadar bir film olduğunu bilseniz de "Lütfen düşündüğüm gibi olmasın!" dedirtecek cinsten.  Görsel açıdan ve aslında içerik açısından çok beklentili olmamanızı öneririm ama savaşın  insanlara neler yapabileceği konusunda önceki öneri filmi gibi kan ve şiddetten uzak bir şekilde anlatan hatta bunu iki küçük çocuk arasında oluşan bağ ile anlatabilen bir film. Tabi görsel açıdan gayet yeterli bir film bunu söyleyeyim ancak aman aman kamera açıları barındırmayan bir film. Ama genel anlamda sizi görüntüleriyle büyüleyebilecek güce sahip. Artık aşina olduğumuz fakat bir o kadar da çarpıcı gerçekleri işleyen güzel bir film. Fazla detaya inmeyeceğim dediğim gibi. Hafta sonu vakit ayırabileceğiniz duygulu bir film.  F...

Pankek Fotoğrafım ve Pankek Tarifi

Selamlar dostlar.. Takip edenlerin de bildiği gibi şimdiye kadar yaptığım çekimlerde hep doğal ışık kullandım. Bazen sert olarak bazen reflektörlerle veya stor perde aracılığıyla yumuşatıp kullanıyorum. Esasında doğal ışığı kullanmak her ne kadar daha pratik görünse de zamanın kısıtlı oluşu nedeniyle hızlı olmanızı gerektirebiliyor. Saat 17:00 sonrasında yaptığınız çekimlerin açıkçası hiçbir tadı olmuyor. Bu nedenle çok erken saatlerde tüm hazırlıkları yapıp öğleden sonra çekimi yapmanız gerekiyor. İşte bu kısıtlı zaman diliminin arasına sıkışıp kalmamak adına artık harici ışık kullanımı konusunda kendimi geliştirmeye karar verdim. Balkon kapımın stor perdesi softbox içinden süzülüp gelen ışığı yansıtsın diyerekten böyle bir düzen oluşturdum. Tam karşısında softbox bulunuyor. Harici ışık kullanımı her ne kadar size istediğiniz saatte çalışma imkanı sunsa da doğru ayarlarda kullanmak ve ışığın yönünü ayarlamak belli bir bilgi gerektiriyor. Tabi bu konuya fazla girmeyeceğim....