Ana içeriğe atla

Çikolatalı Milföy Fotoğraf Çekimi ve Tarifi

Selamlar dostlar.. Çok pratik bir o kadar kolay yetmezmiş gibi bir de çok güzel bir tarif paylaşacağım sizlerle. Tabi ki kendin pişir kendin çek denemelerinin ışığında yapıyorum bunu :) Bu tarif aslında 90'lı yıllarda çocuk olan her insanın aşina olduğu bir lezzete ait. Çocukken ayıla bayıla yediğimiz (şuan hala satılıyor mu bilmiyorum ) Ülker'in Kat Kat Kat adlı bir ürünü vardı hani. İşte o sevdiğimiz tadı evimizde kendimiz çok rahat bir şekilde yapabiliyoruz. 

Malzeme listesi tamamen size kalmış. Tek ihtiyacınız olan hazır milföy hamuru almak. Evde kendiniz de yapabilirsiniz ama benim asıl amacım fotoğraf olduğu için böyle bir lüksüm de yok haliyle :) Bunun haricinde arasına ben çikolata koymayı tercih ettim ama içine bal,reçel, salep bile koyabilirsiniz. 

Yapım aşaması ise çok daha kolay. Hamurunuz aldığınız zaman donmuş bir şekilde olacağından biraz çözülmesini beklemelisiniz. Tamamen çözülmesini beklemeden bir bıçak yardımıyla istediğiniz gibi kesip yağlı kağıt üzerinde tepsinize dizmeniz yeterli. İnce ince 3 parça da çıkartabilirsiniz, ikiye bölüp bu şekilde de pişirebilirsiniz. Ben 2ye bölmeyi tercih ettim. 180 derece önceden ısıtılmış fırının orta kademesinde yaklaşık 6-10 dk arasında (üstü ve altı kızarana kadar) pişiriyorsunuz. Bu noktada dikkat etmeniz gereken tek bir şey var sürekli gözünüz fırında olmalı çünkü hamurdan hamura değişiyor pişme süresi ve aniden altı yanabilir milföylerin. Sık sık kontrol etmenizde fayda var. Bir diğer detay daha var ama bu tercihe bağlı yine.. İsterseniz eğer fırına koymadan önce milföylerin üstüne toz şeker serpiştirebilirsiniz. Çok aşırıya kaçmadan orta kıvamda yaparsanız bu işlemi şekerler çok güzel bir tat ve renk verecektir. Hatta çok az tarçın da serpebilirsiniz hem renk olarak hem koku olarak sizi cezbedecektir.  Son aşama ise milföyler çıktıktan sonra hafif soğumalarını bekleyip aralarını bir bıçak yardımıyla aralayıp içine sürmek istediğiniz malzemeyi bıçak yardımıyla sürmekten ibaret. Tatlınız hazır :) Çıtır çıtır olmuş üzeri şekerli ve tarçınlı milföy arası nutella :)


Gel gelelim asıl konumuz fotoğrafa :) Böyle tarif yazıları yazınca kendimi bir anda aşçı gibi 
hissediyorum :) Ama gıda fotoğrafı çekmeye gönül verdiyseniz mutfağa da aşina olmak durumundasınız. Ben de bu ilk adımlarımı atarken yaptıklarımı sizlerle paylaşmak istiyorum. Flaş ve softbox ile çekimlere başladığım günden beri işimin daha da kolaylaştığını söylemek istiyorum öncelikle. Çünkü bu çekim saati kısıtlamasından kurtulmak omuzlarımdaki yükü hafifletti. Tabi bu defa da işin içine farklı mevzular girmiş oldu ama yine de mutluyum :) Bu çekimdeki kurduğum setup  yukarıdaki diyagramdaki gibi oradan inceleyebilirsiniz. Aynı zamanda kullanmış olduğum ayarları exif bilgisinden görebilirsiniz. Bunun yanında flaşı yanlış hatırlamıyorsam 1/16 kuvvetinde patlattım. Sonucun bu kadar aydınlık olmasında, daha doğrusu gölgelerin bu kadar aydınlık olmasındaki en önemli etken ise yansıtıcı yüzeyler. Bunları artık daha sık kullanacağım. Daha önce hep reflektörler aracılığıyla bu işlemi yapıyordum. İster gün ışığı olsun ister flaş olsun 5in1 reflektör setleri gerçekten çok çok güzel ekipmanlar. Bunları her tür çekimde kullanabilirsiniz. Gönül rahatlığıyla alın aldırın. Verdiğiniz parayı kuruşuna kadar hak ediyorlar. İster portre ister detay ister yemek fotoğrafçılığı için olsun... 



Ve tabi ki yazıyı sonlandırmadan naçizane gözüme en hoş görünen kadraj ve düzenlemeyi yani sonucu sizlerle paylaşayım istiyorum. Sonuç beni tatmin etti açıkçası ama tabi göremediğim veya henüz bilmeyerek yaptığım bir hata mevcut ise benimle paylaşın lütfen. Zamanla yeni şeyler öğrenip yeni adımlar atıyorum. Bu süreçte desteğinize ve fikirlerinize ihtiyacım olduğunu belirteyim. Eleştiri ve önerilere her zaman açığım hatta buna ihtiyacım da var diyebilirim. 


Lezzetli ve bol ışıklı günler :) 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Uygulama İnceleme - My Study Life

Yeni bir uygulama ile tekrar buradayım. Zaman zaman hoşuma giden, benimle ortak noktada kesişen insanların beğenebileceği uygulamaları tanıtıyorum sizlere. Bu böyle devam edecek tabi ki çünkü sürekli yeni yeni ihtiyaçlar ve bu ihtiyaçları giderecek uygulamalar doğuyor. Lafı fazla uzatmadan sizlere My Study Life uygulamasından bahsetmek istiyorum. Öncelikle uygulama aslında öğrenciler için hazırlanmış olsa da çalışan insanların da kullanabileceği bir uygulama. Görev planınızı, iş akışınızı ve tabi asıl amacına uygun ders ve sınavlarınızı girip gerisini uygulamaya bırakıyorsunuz. Göreviniz başlamadan kaç dakika önce sizi uyarmasını isterseniz o süre içinde sizi uyarıyor. Uygulamayı açtığınızda sizi dört ana bölüm karşılıyor. Bunlar; Bugün,Görevler,Sınıflar ve Sınıflar bölümleri.  Sınıf bölümüne girdiğinizde haftalık programınızdaki dersleri, hangi binada oldukları, hangi sınıfta oldukları, saatleri ve süreleri ve hatta dersin hocasına kadar kaydedebiliyorsunuz. İşinizi kolaylaştı...

Haftasonu Sineması *2: Çizgili Pijamali Çocuk (2008)

Bu haftanın önerisi yine bir savaş filmi. 2008 yapımı II. Dünya Savaşı zamanında Nazi Almanyası'nda geçen bir hikayeyi anlatıyor. " The Boy in the Striped Pyjamas" yani, "Çizgi Pijamalı Çocuk"... Film bir dram filmi ve sonunu izlerken her ne kadar bir film olduğunu bilseniz de "Lütfen düşündüğüm gibi olmasın!" dedirtecek cinsten.  Görsel açıdan ve aslında içerik açısından çok beklentili olmamanızı öneririm ama savaşın  insanlara neler yapabileceği konusunda önceki öneri filmi gibi kan ve şiddetten uzak bir şekilde anlatan hatta bunu iki küçük çocuk arasında oluşan bağ ile anlatabilen bir film. Tabi görsel açıdan gayet yeterli bir film bunu söyleyeyim ancak aman aman kamera açıları barındırmayan bir film. Ama genel anlamda sizi görüntüleriyle büyüleyebilecek güce sahip. Artık aşina olduğumuz fakat bir o kadar da çarpıcı gerçekleri işleyen güzel bir film. Fazla detaya inmeyeceğim dediğim gibi. Hafta sonu vakit ayırabileceğiniz duygulu bir film.  F...

Pankek Fotoğrafım ve Pankek Tarifi

Selamlar dostlar.. Takip edenlerin de bildiği gibi şimdiye kadar yaptığım çekimlerde hep doğal ışık kullandım. Bazen sert olarak bazen reflektörlerle veya stor perde aracılığıyla yumuşatıp kullanıyorum. Esasında doğal ışığı kullanmak her ne kadar daha pratik görünse de zamanın kısıtlı oluşu nedeniyle hızlı olmanızı gerektirebiliyor. Saat 17:00 sonrasında yaptığınız çekimlerin açıkçası hiçbir tadı olmuyor. Bu nedenle çok erken saatlerde tüm hazırlıkları yapıp öğleden sonra çekimi yapmanız gerekiyor. İşte bu kısıtlı zaman diliminin arasına sıkışıp kalmamak adına artık harici ışık kullanımı konusunda kendimi geliştirmeye karar verdim. Balkon kapımın stor perdesi softbox içinden süzülüp gelen ışığı yansıtsın diyerekten böyle bir düzen oluşturdum. Tam karşısında softbox bulunuyor. Harici ışık kullanımı her ne kadar size istediğiniz saatte çalışma imkanı sunsa da doğru ayarlarda kullanmak ve ışığın yönünü ayarlamak belli bir bilgi gerektiriyor. Tabi bu konuya fazla girmeyeceğim....